Sayfalar

10 Şubat 2013 Pazar

Kaygılı ve evhamlı davranışlar özgüveni eksiltiyor


Çoğu kadının çocuğa karşı sergilenen "aşırı kaygılı ruh hali" hormonal değişikliklerinin bir sonucu olarak düşünülüp kabulleniliyor.

Oysa bu düşünce hem anne hem de çocuk sağlığı açısından önemli sakıncalar doğurarak uzun vadede hayatları kabusa çevirebiliyor

Kaygı" kendini nasıl gösteriyor?

Anne adayı içgüdüsel olarak çocukla daha fazla ilgilenme ve daha çok koruma eğiliminde oluyor. Psikolog Ayşe Yanık Knudsen, ilk doğan çocuk, tek çocuk, tek erkek veya kız çocuk ya da geç kavuşulan çocukların genellikle abartılmış bir ilginin ve kaygının odak noktasında olduklarını ifade etti.
 
Knudsen, "Bu tür çocukların üzerlerine titrenir. Ağlamasın, üşümesin, yorulmasın, hasta olmasın, incinmesin, mikrop kapmasın diye aile üyeleri ellerinden gelen tüm gayreti gösterir. Ebeveynler, çocuklarının sokakta koşmasına, başka çocuklarla oynamalarına izin vermezler.

Çocuğun sağlığı konusunda sürekli evhamlı davranırlar, çocuklarına zarar geleceğini düşündükleri her türlü durumda gözlerinden sakınırlar" bilgisini paylaştı.

Baba da aynı tavrı takınabiliyor

Aşırı kaygı durumu daha çok annede görülse de baba adayının da aşırı koruyucu tavırlar sergileyebiliyor. Aşırı koruyucu ve abartılı sevgisi olan anne babaların çocuklarına derin duygusal bağla bağlı olduklarını ifade eden Knudsen "Anne babalar çocukları için sebepsiz yere aşırı endişe duyarlar. Bu kaygı da onları çocuklarını aşırı korumaya yönlendirir" dedi.

Anne-baba ilişkisini de etkiliyor  

Annenin içinde bulunduğu duygusal ruh hali ile bazen babayı sorumsuzlukla suçlayabileceğini belirten psikolog Knudsen şunları söyledi: "Özellikle evlilik yaşamında eşinden destek göremeyen anne, kendi yalnızlığıyla bu durumun üstesinden gelmeye çalıştıkça kendini daha çok baskı altında hissedecektir. Baba adaylarının eşlerine destek olmaları ve çocuklarının bakımında yardımcı olmalarıyla anne kendini daha rahat ve güvende hissedecektir.

Arkadaşları dışlayabilir

Ana babanın aşırı koruyuculuğu çocuğun okul başarısını ve okula uyumunu da etkilediğine vurgu yapan Knudsen, "Büyümesine izin verilmeyen bu aşırı koruyucu ortamda, çocuğun toplumsal gelişimi de engellenmiş olur. Bu da onun arkadaş ilişkilerini olumsuz etkileyebilir ve arkadaşları tarafından dışlanmasına neden olabilir" diye konuştu.

Sağlıklı gelişimin davranış şekilleri

Çocuğun psiko-sosyal gelişiminin tamamlanması için ailelerin sevgi ve koruyuculukta ölçülü davranmaları gerektiğinin altını çizen psikolog Kundsen,   Çocuğun kendi başına yemek yemesine, uyumasına, giyinip soyunmasına, kendi seçimlerinin olmasına, arkadaşlarının davetlerine katılmasına ve onları davet etmesine izin vererek onlara özerklik tanınması gerektiği uyarısında bulundu.

Knudsen, abeveynlerde görülen aşırı kaygı halinin aslında tedaviyle kontrol edilebilen bir hastalık olduğuna; böyle durumlarda yardım ve destek aranmasının, hem anne babanın hem çocuğun sağlığı açısından büyük önem taşıdığına değindi.

Knudsen, "Anne babanın, çocuklarını yetiştirirken takınacakları ortak tavır evliliği de olumlu yönde etkileyecektir. Yuvadaki sevgi ve anlayış ortamındaki olumlu tavırlardan en çok etkilenenler yine çocuklar olacaktır"  şeklinde konuştu.

SERDA KIVILCIM - BUGÜN GAZETESİ 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder