Sayfalar

4 Ocak 2013 Cuma

Androgenetik Saç Dökülmesi ve Tedavisi


Saç dökülmesi ciddi psikolojik etkiler yaratan bir durum olup 50 yaşına gelen erkeklerin %50’sinde belirli derecelerde görülür. Androgenetik kellik (erkek tipi saç dökülmesi), saç dökülmesinin erkeklerde en yaygın olan formudur ve genellikle genetik yatkınlığı olan erkeklerde gözlenir.

Yapılan bilimsel çalışmalarda; X kromozomu üzerinde Xq11-12 bölgesinde bulunan androgen reseptor (AR) geninde saptanan bir polimorfizmin erkek tipi saç dökülmesi ile bağlantılı olduğu belirlenmiştir. AR geninin 213. kodonunda saptanan bu değişim (c.639G>A - p.E213E) nedeniyle saç köklerinin dihidrotestosterona (DHT) verdiği cevabın değişmesine yol açar, ve bu da saç uzama zamanında değişikliğe neden olur.

ERKEK SAÇ DÖKÜLMESİ (Androgenetik Kellik)


Saç dökülmesi ciddi psikolojik etkiler yaratan bir durum olup 50 yaşına gelen erkeklerin %50’sinde belirli derecelerde görülür. Androgenetik kellik (erkek tipi saç dökülmesi), saç dökülmesinin erkeklerde en yaygın olan formudur ve genellikle genetik yatkınlığı olan erkeklerde gözlenir.

Yapılan bilimsel çalışmalarda; X kromozomu üzerinde Xq11-12 bölgesinde bulunan androgen reseptor (AR) geninde saptanan bir polimorfizmin erkek tipi saç dökülmesi ile bağlantılı olduğu belirlenmiştir. AR geninin 213. kodonunda saptanan bu değişim (c.639G>A - p.E213E) nedeniyle saç köklerinin dihidrotestosterona (DHT) verdiği cevabın değişmesine yol açar, ve bu da saç uzama zamanında değişikliğe neden olur.

AR geninde E213E değişimine sahip erkeklerde androgenetik saç dökülmesinin görülme riski çok yüksektir (%80). Test sonuçları bu değişim için negatif olan bir erkekte ise %90 olasılıkla bu tip saç dökülmesi görülmeyecektir.

Yapılan genetik test sonucunda AR geninde değişimin gözlendiği kişiler saç dökülmesi açısından çok büyük bir risk içinde oldukları konusunda uyarılmalı ve saç kaybının takip ve tedavisi için konusunda uzmanlaşmış hekimlere yönlendirilmelidirler. Çünkü bu erkekler; özellikle tedaviye erken başlanmışsa finasteride (Propecia) için iyi bir aday olabilirler.

Günümüzde saç dökülmesini engellemek için yaygın olarak kullanılan ve FDA onayı olan Minoxidil ve Finasteride saçı tekrar çıkarmaktan çok saç kaybını dengelemekte başarılıdır. Bu nedenle, saç dökülmesi ne kadar önce saptanırsa bu tedavilerden tatmin edici sonuç alma şansı da o derece yüksektir.

Bunun aksine, AR geninde değişim saptanmamış erkekler ise ciddi saç dökülmesi açısından risklerinin çok az olduğu konusunda önceden bilgi edinerek saç kaybı için gereksiz endişe ve harcamalardan kaçınabilirler.


KADIN SAÇ DÖKÜLMESİ (ANDROGENETİK KELLİK)

Saç dökülmesi ciddi psikolojik etkiler yaratan bir durum olup 60 yaşına gelen kadınların %50’sinde değişik derecelerde görülür. Androgenetik kellik (erkek tipi saç dökülmesi), saç dökülmesinin erkeklerde en yaygın olan formudur ve genellikle genetik yatkınlığı olan erkeklerde gözlenir.
Yapılan bilimsel çalışmalarda; X kromozomu üzerinde Xq11-12 bölgesinde bulunan androgen reseptor (AR) geni 1. ekzonunda bulunan CAG üçlü tekrarlarının sayıları ile kadınlarda gözlenen androgenetik saç dökülmesinin bağlantılı olduğu saptanmıştır.Yüksek CAG tekrar sayıları saç kaybı riskinin daha az olduğunu ifade ederken, düşük CAG sayısı ise ciddi saç kaybı görülmesi ihtimalinin yüksek olduğunu gösterir. Kadınlarda bu bölgedeki CAG tekrarlarının sayısının 15 ve altında ise saç dökülme riskinin %97 gibi çok yüksek oranlarda oldugu belirlenmiştir. hekimlere danışmak isteyebilirler. Örneğin, bu kadınlar özellikle tedaviye erken başlanır ise Minoxidil için iyi bir aday olabilirler. Bunun tersine, CAG test sonucu yüksek olan kadınlar ciddi saç kaybı riskilerinin çok düşük olduğunu bilinmektedir


FİNASTERİD TEDAVİSİ

Androgen geni (AR) geninin belirli bir noktasında bulunan ve CAG tekrarı olarak da bilinen üçlü tekrar (trinükleotid repeat) bölgesinin uzunluğu erkeklerde androjen duyarlılığı için belirleyicidir. Düşük CAG tekrarlarına sahip kişiler yüksek androjen duyarlılığına sahiptirler. Bu duyarlılık birçok fizyolojik etkiye neden olur. Özellikle saç kaybı gözlenen ve daha düşük sayıdaki CAG tekrarı saptanan kişilerde ilaç tedavisine yanıt konusunda öenemli etkileri olduğu gösterilmiştir.

Şu anda en çok kullanılan ilaçlardan birisi olan Finasteride, saç kaybına yol açan DHT (dihidrotestosteron) hormonunun üretimini engelleyerek etkisini gösterir. Testosteronu dihidrotestosterona dönüştüren 5-alfa redüktaz enzimini engelleyen Finasterid yıllardır AGA tedavisinde başlıca kullanılan tedavi haline gelmiştir.

Bu tedavi yöntemi, saç kaybını dengelemekte etkili (%85) olmakla birlikte ve bazı durumlarda da kaybedilen saçları geri kazanılmasını ve güçlenmesini (%66) sağlar. Bu amaçla , finasterid ile aynı grupta olan fakat ciddi yan etkilere neden olan dutasteride gibi ilaçlarda off label olarak kullanıldı. Finasteride tedavisinde ise yan etkiler daha az görülmekle birlikte, hastaların %3'ünde cinsel fonksiyon bozukluğu ve jinekomasti (göğüs büyümesi) görülmektedir. Etkilenen kişilerin oranı %3 gibi düşükte olsa, yan etkilerin niteliği nedeniyle birçok erkek tedavide yararlı olup olmayacağı önceden bilinmeyen bu ilacı kullanmaktan kaçınmaktadır.

Saç dökülmesi gözlenen bazı kişiler daha radikal bir tedavi olan saç ekimi ameliyatını tercih edebilmektedirler. Çabuk netice almak isteyen ancak ilacı kısa süreli kullandıkları için tatmin edici sonuç alamayan hastaların tedavi ile ilgili cesaretleri de kırılmaktadır. Oysa bu hastaların bir kısmında yeterli süre ilaçlı tedavisi uygulanması ile saç kaybının oluşmasıı önlenebilecek ve cerrahi tedaviye gerek kalmayacaktır.

Saçların büyümesi için zamana ihtiyaç olup çoğu kişide ilacın dökülmeyi azaltmasını görmek için 3 ay, gözle görülebilecek kadar çoğalmayı farkedebilmek için ise 6 ay süren bir zaman gereklidir. Genetik yapılardaki kişisel özellikler nedeniyle ilaç tedavisinden sonuç alamayacak olan hastalar hayal kırıklığı içinde aylarca ilacı kullanarak bekleyebilirler. Bekledikleri süre boyunca sdüzelmenin aksine saç dökülmesi kendileri hatta etrafındaki kişiler tarafından farkedilecek derecede belirginleşebilir.

Günümüzde, medikal yöntemlerin kullanılması öncesinde tedaviye yanıt konusunda önceden bilgi sahibi olarak çözüm önerilerini hastaya sunmaları şeklinde bir işleyiş doktorlar tarafından benimsenmeye başlamıştır. Bu; aynı zamanda, ilaç tedavisinin kimlerde mantıklı olduğunu belirlemeyi mümkün kılarken, aynı zaman da zaman kaybının ve gereksiz maliyetlerin önüne geçilmesini sağlayacaktır.AR genindeki CAG tekrarlarının sayısı; androjen hassasiyetini belirlemek ve DHT olarak bilinen güçlü androjenlerin üretimini engelleyebilenFinasteride (Propecia ve Proscar) gibi ilaçlara karşı kişinin cevap derecesini ölçme konusunda doktorlara ve hastalara yeni ve farklı bir yaklaşım sunmaktadır. HairDX (RxR) Genetik Testi, bir hastanın AR genindeki yerlan CAG tekrar sayısını belirleyerek tedavi için en etkili yöntemi daha gözle görünürdüzeyde saç kaybı olmadan belirleyebilmek amacıyla tasarlanmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder