Sayfalar

4 Ocak 2013 Cuma

Genetik Kodların Gizemi


Hayatın hemen her noktasında görebileceğimiz kodlar, Genetik dünya da halen yeteri kadar bilinmezliği ile son derece heyecan ve merak uyandıran araştırmaları körüklüyor, deşifreleri ile de yakın bir gelecekte bizi bekleyen muazzam gelişmelere öncülük ediyor.

Bilim adamları geçtiğimiz aylar da bu kodların deşifre edilmeleri ile iki önemli gelişmeye ve bunlar için yeni araştırmalara kapı açacak iki önemli buluşa imza attılar.

Bunlardan ilki;Kök Hücreleri kullanarak Alzheimer hastalığı sürecinde kaybolan anahtar nöronlara ( sinir hücreleri) oluşturulması idi.

Northwestern Üniversitesinin Tıp araştırmacıları , Kök hücreleri ilk kez, Alzheimer hastalığı sürecinde hafıza kaybının ana nedeni olan kritik nöronlara dönüştürmeyi başardılar.

Bu yeni yetenekle, kök hücreler yeniden programlanabilir ve sınırsız miktarda nöronlar elde ederek Alzheimer hastalığı ile mücadele için yapılan ilaç test ve tedavi araştırmalarına son derece önemli bir ivme katacağı düşünülmektedir.

Temel ön beyin kolinerjik sinirleri olarak adlandırılan bu kritik nöronlar, Beynin hipokampüs denen bölgesine yardımcı olarak, hafızanın geri çağrılarak alınmasını sağlıyor.

Alzheimer hastalığının ilk safhasında da hasta hafızasını değil, hafızanın geri çağrılıp alınması özelliğini kaybediyor. Beyin deki diğer nöronlara göre daha az sayıda bulunan bu nöronların kaybı durumun da hatırlama yeteneğinde hızlı ve yıkıcı bir etki görülmektedir.

Northwestern Memorial Hastanesi ve Northwestern Üniversitesi Feinberg Tıp Fakültesi Kök hücre biyolojisi Bölüm Başkanı Profesör Jack Kessler ve çalışma arkadaşları, bu hatırlama kabiliyetinden sorumlu sinir hücrelerini nasıl oluşturulabileceğini ve doku kültürü çalışmaları ile bu hücrelerin ölümünü nasıl engelleyebileceklerini bulduklarını açıkladılar.

Çalışmanın yürütücüsü ve nöroloji bölümü eski doktora öğrencilerinden, Prof. Kessler in Laboratuarlarında 6 yıldır kök hücrelerin genetik kodlarını deşifre ederek, onlardan nöron ürettirmeye çalışan Dr. Christopher Bissonnette, bu çalışmalara başlamasında motivasyon kaynağı olarak dedesinin Alzheimer hastalığından ölmesi olduğunu belirtmekte.

Dr. Bissonnette bu teknik ile neredeyse sınırsız sayıda nöron üretmenin mümkün olduğunu ve tüm Bilim adamları için Alzheimer hastalığı sırasında ölen bu özellikli hücrelerin, ölüme götürme sürecinde hangi faktörlerin ve mekanizmalarının neden olduğunu bulmak adına araştırma olanağı ve ufku açacağından bahsetmekte.

Bunun yanı sıra bu buluş araştırmacılara, hızlı testler yaparak hücreleri hayatta tutabilecek ilaçların geliştirilmesini de hızlandıracaktır.Kessler ve Bissonette ayrıca laboratuar koşullarında ürettikleri bu yeni özel nöronları farenin hipokampüsüne naklettiler sonuç şaşırtıcı bir şekilde başarılıydı.

Nakledilen nöronlar tıpkı orijinalleri gibi akson oluşturabiliyor, diğer nöronlar ile iletişim ağları kurabiliyor ve hatırlama işlemleri sırasında nöronların salgıladıkları önemli bir kimyasal olan asetilkolin salgılayabiliyorlardı.

Bununla beraber Profesör Kessler ve ekibi, İnsan deri hücrelerini embriyonik kök hücrelere ve oradan da sinir hücrelerine dönüştürmeyi başardılar. Bunun için üç grup tercih edildi.

Birincisi sağlıklı insanların deri hücreleri, ikincisi Alzheimerlı hastaların deri hücreleri, Üçüncüsü ise sağlık olup ailesinde genetik mutasyonlar ve bilinmeyen sebepler ile Alzheimer hastalığına yakalanan bireylerin deri hücreleri.

Profesör Kessler, Bu gelişmelerin Alzheimerlı insan hücreleri çalışmaların da yeni kapılar açtığını ve önemli bir hastalığa çözüm bulmada ümitleri artırdığından, heyecan verici olarak görmekte.

Başarının mimarlarından Dr. Bissonnette nin çocukluk döneminde, dedesinin yakalanmış olduğu Alzheimer hastalığında dolayı gün geçtikçe hiçbir şey hatırlayamaması ve hiçbir şey yapamadan dedesinin ölümünü seyretmek adeta onu Bilim adamı olmaya tetikleyici bir güç olmuş. Dr.Bissonnete nin tek istediği Alzheimer hastalığı için yeni çözümler bulmakmış.

Gelişen kök hücre teknolojisi ile üretilen dokulardan esinlenerek, hiç üretilemeyen sinir hücreleri üretmeyi başarmış. Ona göre yakın bir gelecekte hastalıklı Alzheimer hücrelerini yenileri ile değiştirilerek hatırlama yeteneği tekrar sağlanabilinecek.[1]

Genetik kodların arkasındaki diğer önemli buluş ise;

Rogue geninin bloke edilmesi ile kanserin yayılmasının durdurulmasıdır.University of East Anglia (UEA) den bilim adamları kanserin vücut ta yayılmasına neden olan rogue genini keşfettiler.

Araştırmacılara göre bu genin aktivitesinin bloke edilmesi durumunda kanserin vücutta yayılması durdurulabilinecek.“Oncogene” dergisinde yayınlanan bu çalışmada araştırmacılar ileri safhadaki bir kanserin hastada nasıl yayıldığı sorusuna cevap aramak ve bunun engellenebilmesi yönünde ilaçlar geliştirmeyi amaçlamışlar.

Kanserli hücrelerin içerisinde bulunan ve “WWP2” diye adlandırılan genin aktivitesi; kanserli hücrelerin yayılmasını önleyen doğal engelleyici hücreleri yıkıma uğratıyor.

UEA ekibi “WWP2” genin bloke edilmesi durumunda doğal engelleyicilerin düzeyinin artığını fark ettiler. Kanserli hücre de bulunan “WWP2” genini aktivitesi durdurularak, öncül tümörler cerrahi müdahaleler ile alınıp ve konvesyonel terapilerden sonra herhangi bir tedaviye gerek kalmayacağa benziyor.

UEA Biyolojik Bilimler Bölümü başyazarlarından Andrew Chantry e göre önümüzdeki on yıl içerisinde bu buluş ile geliştirilecek ilaçlar ile içerisinde göğüs, beyin, kolon ve deri kanseri de olmak üzere birçok saldırgan kanserin durdurulabilinecektir.Bu çalışma ayrıca İngiltere de uluslar arası kanser araştırma vakfı(AICR) tarafından da finanse edilmektedir.

AICR ın bilimsel danışmanlarından Dr. Mark Matfield, bu buluşun son derece heyecan verici olduğunu ve bir takım yenilikçi temelli kanser tedavi yöntemlerine kapı açacağına değiniyor.“Smads” diye adlandırılan doğal kanserli hücre inhibitörleri üzerinde yaptığı çalışmaları ile bilinen Dr. Surinder Soond da büyük yayılma potansiyeline sahip tümörlerin tedavisi için bu yöntemin çok yeni ve heyecan verici olduğunu belirtmekte.[2]

Görüldüğü gibi genetik kodların arkasındaki gizemlerin keşfi ile bizim için şu an mucize gibi görünen gelişmelere tanıklık edebileceğiz. İşi esas heyecanlı kılan kısımsa bana göre bu kodların halen büyük bir kısmının belirsizliği ve bunları keşfedecek bilim adamlarının beklenmesi. KAYNAKLAR:

[1]: http://www.kurzweilai.net/human-stem-cells-transformed-into-key-neurons-lost-in-alzheimers

[2]: http://www.sciencedaily.com/releases/2011/01/110124073903.htm

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder