Sayfalar

5 Kasım 2012 Pazartesi

Ergenlerin Depresyona Girmemesi İçin Ebeveynlere Düşen Görevler


Çocukluktan erişkinliğe geçiş dönemi olan ergenlik dönemi, kimi çocuklarda sorunsuz bir şekilde geçirilirken,kimilerinde ise tedbir alınmazsa ileride telafisi zor sorunlara neden oluyor.Bu sorunlardan en sık görüleni ise depresyon.Peki çocukların bu hassas döneminde depresyona girmemeleri için anne ve babalara düşen görevler nelerdir?
Onları gözlemleyinİlk ergenlik döneminde ortaya çıkan sorunlar fark edilmezse, ileride çeşitli zeka problemlerine ve psikolojik rahatsızlıklara yol açabiliyor…
Ergenlik dönemi, bireyler için için çok önemli yılları kapsıyor. Çünkü ileride şekillenecek tüm ruhsal ve psikolojik sorunlar, bu yıllarda başlıyor ya da ortaya çıkıyor.
İşte bu yıllarda çocuklar üzerinde etkin bir kontrol mekanizması kurulur ve takipleri yapılırsa, birçok problemin önüne erkenden geçmek imkanı önümüze çıkıyor.
Okul DönemiMemory Center Ergenlik Bölümü uzmanlarından Dr. Ahmet Çevikaslan, anne ve babaların bu konularda dikkatli olmaları gerektiğini hatırlatıyor: “Birçok ruhsal ve gelişimsel hastalık, erken çocukluk çağında veya okul döneminde kendisini göstermeye başlar. Örneğin otistik bozukluk, zeka geriliği, konuşma bozuklukları, özel öğrenme güçlüğü, dikkat eksikliği-hiperaktivite bozukluğu, tik bozuklukları ilk belirtilerini 6 yaşından önce verirler.
Ayrıca, daha çok erken erişkinlik döneminde karşımıza çıkan depresyon, iki uçlu mizaç bozukluğu, şizofreni, kişilik bozuklukları, yeme bozuklukları, vb. erken yaşlarda kendilerini hissettirirler.
‘Tedbir Alınmalı’Dolayısıyla, çocukluk çağında ortaya çıkabilen bu problemlerin erken tanınması ve tedavi yardımı aranması, daha ileride çıkabilecek daha büyük problemlerin önüne geçme fırsatı verecektir.
Aksi takdirde; bu problemlerin yeterince önemsenmemesi ve profesyonel yardım alınmaması ya da alınan yardım ve tedavinin yetersiz kalması, çocuk büyüdükçe daha zor durumlar için zemin oluşturacaktır.
Sonuçlar hep aynı çıkıyorHastalıklar arasında incelikli farklar olsa da hemen tamamındakî ortak nokta, uygun yardım alınmadığında çocukta kendisine güvensizlik duygusu, mutsuzluk ve sosyal iletişimde sıkıntı, özetle birçok yaşamsal alanda uyum güçlüğü yaratabilmeleridir.
İlk yıllar önemli
Uzmanlar, ergenlik çağında meydana gelecek rahatsızlıkların ileride zihinsel problemlere kadar gidebileceğini belirtiyor.
Başlıca Sorunlar
Ergenliğe ilk adım atıldığı dönemde, bu çocukları ve anne-babaları ne tür zorluklar bekleyebilir? Bunu maddeler halinde şu şekilde özetlemek mümkün:
● Tik bozuklukları, kaygı bozuklukları gibi durumlar, zamanla şiddetlenerek veya hafifleyerek aynı belirtilerle devam edebilir.
● Ayrılma kaygısı, korkular, vs. ileri yaşlarda değişik klinik tablolara dönüşebilir.
● Zeka geriliği, özel öğrenme güçlüğü gibi durumlarda, çocuğun, yaşıtlarından farklı ve yetersiz olduğunun farkına varması, depresyon öncülü olabilen içe dönüklük ve kendisine güvensizliğe yol açacaktır.
● Hiperaktif veya davranım bozukluğu olan çocuklarda; çevresi ile yaşadığı gerilimli ilişki sonucu saldırgan davranışlar, kontrolsüz öfkeler, arkadaş ve okul ortamında istenmeme, antisosyal davranışa ve suça eğilim, anne-babanın şiddeti ile karşılaşabilme gibi ileri problemler gözlenebilir.
● Özellikle otizm, zeka geriliği ve başka gelişimsel bozukluklarda uzun süren hastalık tablosu yanında, ekonomik ve sosyal problemler de ailede ve yakın çevrede çaresizliğe yol acar, aile içi çatışmalara dahi neden olabilir.
● Çocuğun yaşantısında yer alan zamansız kayıp, anne-baba boşanması, fiziksel veya cinsel taciz, deprem, vb. travmalar, epilepsi, menenjit, vb. bedensel hastalıklar, başlangıçta bir tetikleyici olarak işlev görürler ancak, uzun dönemde çeşitli davranış bozuklukları ve psikiyatrik hastalıklar için zemin oluşturabilir.
● Konuşma bozukluğu gibi durumlarda görülen kendisine güven azlığı, içe dönüklük, vb. durumlar, tamiri güç uyum bozuklukları seklinde karşımıza çıkabilir.
● Birçok psikiyatrik hastalık; zaman içinde okul başarısızlığı sonucu yıl kayıpları, suç işleme eğilimi, çocuğun çevrenin şiddeti ile karşılaşması, okul ve iş çevresi ile uyumsuzluk gibi yerine konulamayacak kayıplara neden olur.
● Birtakım korkular, ilişki güçlükleri, dürtü kontrol sorunları, vs. daha ileride yoğunlaşabilecek bir klinik hastalığın öncül haberleri olabilir ve eğer zamanında fark edilmezlerse, bu durumun önüne geçme fırsatı kaçırılmış olur.
Görev, anne-babalarınDepresyona yakalanan çocuğunuzu tehlikeden uzak tutmak elinizde. Onun çevresiyle ve ailesiyle ilişkilerini düzenleyebilirsiniz
Çocukluktan kurtulup genç olan birey, yaşadığı şaşkınlık yüzünden depresyona girince bunu etrafına pek anlatamıyor. Memory Center uzmanlarından Psk. Orhan Gümüşel, depresyon belirtileri gördüğümüz çocuklarımızı kurtarmanın yollarını belirtiyor. Gümüşel, anne ve babalara altın değerinde öğütlerde bulunuyor:
Nasıl Korunulur?Hobiler bu anlamda büyük önem taşır. Özellikle içe dönük yapıda olan gençler hayvan bakma, model yapımı, fotoğrafçılık, gönüllü kuruluşlarda çalışma gibi birçok alanda uğraş verip, stresin yıkıcı etkilerinden bir anlamda kendilerini koruyabilirler.
Özellikle dışa dönük, rekabetçi kişilik özellikleri taşıyan gençler için ise spor yapmak korunmada oldukça iyi bir yoldur. Düzenli sporla birlikte; hem fiziksel gelişim hem de sosyal ilişkilenme ve paylaşımcılık gibi yönlerde olumlu etki görülecektir.
Hedeflerde tutarlılık ve uygunluk, kişiye organize olma ve iç disiplin kazandıracağı ve planlı yaşamayı, sosyal süreçleri tahmin gücünü geliştireceği için depresyondan korunmada önemli bir adımdır. Bu hedeflerin oluşturulmasında, aile ve
okula hatta gerekirse profesyonel bir yardımın rehberliğine ihtiyaç vardır.
İyi planlanmış zaman ve görev yönetimi
Öğrenmeye ve değişmeye açık olma
“Dur-düşün. Yap… Dur-Düşün. Konuş…” ilkesine uyma.
Çözüm yolları
● Değer verildiği ve sevildiği mesajını tutarlı ve sürekli bir şekilde abartmadan vermek. Sevgiyi saklamamak
● Kıyaslamalardan kaçınmak…
● Sonuç endeksli değil, süreç odaklı ve yapıcı eleştiri sistemi geliştirmek. Eleştiride kişiliği zedeleyici unsurları bulundurmamak…
● Anne-baba tutumlarında ve kuralların uygulanmasında eşgüdüm
● Özerkliğine müdahale etmeden, Özel hayatını rahatça paylaşabileceği koşulları sağlamak…
● Aile ile ilgili karar alma ve uygulama mekanizmasına katılımını sağlamak
● Kontrolcü, baskıcı ya da aşırı Özgürlükçü tutumlardan uzak durmak…
● Sürekli doğruyu göstermeye çalışan ve bu yönde müdahale eden ebeveyn olmak yerine, rehber ve model olan ebeveyn olmayı tercih etmek. Hata yapmasına şans tanımak. Hatalarının sonucunda bedel ödemesine de imkan bırakmak…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder