Sayfalar

2 Kasım 2012 Cuma

ÇOCUKLAR NİÇİN YALAN SÖYLER?



Yalan söylemek toplumumuzda en çok yadırganan ahlaki zaaflardan birisidir. Bundan dolayıdır ki aileler kendi çocuklarının yalan söylemesi karşısında kaygılanır ve bazen de onlara ciddi manada tepki gösterirler.
Aslında çocuklar 5-6 yaşından önce genellikle gerçekle, gerçek olmayanı karıştır ve hayallerini gerçekmiş gibi anlatırlar. Bu dönemde ailelerin “çocuğum yalan söylüyor” diye kaygılanmasına gerek yoktur. Çünkü çocukların bu ifadeleri yalan olarak değerlendirilemez.
Çocuk, gerçeği ayırt ettiği yaşa geldiğinde bu huyundan vazgeçer. Ama bazı çocuklar bu evreyi de geçtiği halde yalan söylemeye devam ederler. Asıl dikkate alınması gereken bu süreçteki yalanlardır.
ÇOCUKLARIN YALAN SÖYLEMESİNE YOL AÇAN ETKENLER:
Psikolojik bir ilke olarak denilebilir ki “her davranışın bir nedeni-gerekçesi vardır.” Akli dengesini kaybetmediği sürece kişinin hemen hemen hiçbir davranışı anlamsız ve sebepsiz değildir.  Kişi, sergilediği davranışlarıyla iç dünyası hakkında ipuçları verdiği gibi çevresine de bir takım mesajlar gönderir.
Bu mesajların doğru bir şekilde algılanması, kişinin olumsuz davranışına kaynaklık eden sebeplerin doğru bir şekilde anlaşılmasını sağlayacaktır.  
Çocuğun yalan söylemesini de bu kategoride değerlendirmek gerekir. Çocuk sebepsiz yere yalan söylemez. Çocuğu yalan söylemeye sürükleyen bazı nedenler vardır. Bu nedenleri tam anlamadan çocuğa nasihat etmek, onu azarlamak uzun vadeli bir çözüm getirmeyecektir.
Çocuk azarlamalardan ve nasihatlerden dolayı belki kısa bir süre için yalan söylemeyi bırakmış gibi görünebilir. Ama çocuğu yalan söylemeye iten sebepler ortadan kalkmadıkça kalıcı bir çözüm sağlanamayacaktır.
Genel anlamda çocukların yalan söylemesine sebep olan faktörler gelince;
 1- Çocuğun model aldığı kişilerin yalan söylemesi:
 Çocuğun yalan söylemesinin en önemli sebebi, yaşadığı çevredeki insanların yalan söylemesidir. Diğer bir ifade ile çocuk yalan söylemeyi çevresinden öğrenir. Özellikle çocuğun model aldığı kişilerin (ebeveyn, yakın akrabalar, arkadaşları vs...) yalan söylemesinin çocuk üzerinde büyük bir etkisi vardır.
Yanında telefonla konuşan annesinin, arkadaşına hasta olduğunu ve bu yüzden davet edildiği yere gidemeyeceğini duyan çocuk, bazen yalan söylenebileceğini öğrenir.
Çocuk, model aldığı kişinin bu tarz yalan söylediğine sıkça şahit olursa ona olan güvenini kaybedebilir. Bu güven kaybı ise model kişinin çocuğun nazarındaki “prestijinin” azalmasına ve neticede söylediklerinin çocuk tarafından pek ciddiye alınmamasına sebep olacaktır.
2- Çocuğun özgüveninin zayıf olması:
Yalan söylemek aslında güçsüzlüğün, kendine güvenmemenin bir sonucudur. Kendisine güvenen kişi sonucu her ne olursa olsun doğruyu söyleyecektir. Bu anlamda yalan söylemenin bir “kaçış” olduğunu söyleyebiliriz.
Çocuğun -yanlış dahi olsa- yaptığı davranışın sorumluluğunu üstlenemeyip yalan söylemesi, arkadaş grubu içinde kabul görmek için  yalan söylemesi, ilgi çekmek için yalan söylemesi vs…tüm bunlar temelde yalan söylemekle özgüven eksikliği arasında bir ilişki olduğunu ortaya koymaktadır.
Bazen çocuk “iç dünyasında yaşadığı ezikliği” telafi edebilmek için de yalan söyleyebilir. Örneğin ekonomik durumu iyi olmadığı için arkadaşlarının yanında “eziklik” hisseden bir çocuk, bu duyguyu bastırmak için arkadaş grubuna çok zengin olduklarını söyleyebilir.
  • Baskıcı ve otoriter ebeveyn tutumu:
Aşırı otoriter ve baskıcı ailelerde çocuk yalan söylemeyi bir çıkış olarak görebilmektedir. Aşırı otoriter ebeveyn, çocuğun yaptığı hatalara tahammül edemez ve çocuğunun en küçük hatalarını dahi cezalandırılabilmektedir. Bu durumda çocuk, cezadan kaçmak için yalan söyleyebilmektedir.
Fazla tehdit ve yasaklar konulduğunda, çocuk mükemmelliğe-itaate- vaatlere zorlandığı zamanlarda, sık sık sorguya çekilmelerde bu tip yalanlara başvurabilir. Çocuk, yalana başvurup cezadan kurtulma yolunu öğrenirse ilerleyen dönemlerde bunu tekrarlayabilir.  
Sebep ve sonuç ilişkisi bakımından değerlendirildiğinde çocukların söyledikleri yalanlar içinde “en riskli ” dolayısıyla en ciddiye alınması gereken yalanlar bu tarz yalanlardır. Zira çocuklar yalan söylemenin sorunları çözmekte ya da cezadan kurtulmakta kullanılabilecek stratejik bir yol olduğunu anlamaya başlamıştır. Artık çocuk “durumu kurtarmak” için üretkenliğinin son damlasına kadar stratejik yalanlar kurgulayacaktır.  
 “Stratejik yalanların” olağan hale geldiği ailelerde, çocuk ile ebeveyni arasında ciddi bir iletişim ve güven probleminin olduğu söylenebilir. Bu olumsuz sürecin etkisiyle ailedeki duygusal bağlar zamanla büyük hasar görecek ve neticede aile, çocuk için “sığınılacak huzurlu bir liman” olmaktan uzaklaşacaktır.  
  • Ailenin çocuğuna yönelik aşırı beklenti içinde olması:  
Bazı anne ve babalar çocuğun kapasitesini dikkate almadan yüksek bir beklenti içine girer. Çocuğunun sınavlarda zayıf almasını bir ölüm-kalım meselesi gibi gören ebeveyn düşünelim. Sınavda zayıf alan bir öğrenci bunu ailesine nasıl izah edecek? Ya gerçeği olduğu gibi aktarıp ailesinin tepkisini çekecek ya da ailesinin sevgisini ve onayını kaybetmemek için değişik yalanlar uyduracaktır.
     ÇÖZÜM ADINA NELER YAPILABİLİR?
  • Ø Başta ebeveyn olmak üzere çocuk için model olan kişilerin çocuğun yanında kesinlikle yalan söylememesi gerekir. Yalan söylemenin kötü bir şey olduğunu mükemmel ifadelerle anlatsanız dahi, eğer siz çocuğunuzun yanında yalan söylüyorsanız bu anlattıklarınız çocuğa müspet manada tesir etmeyecektir. Çünkü Lisan-ı hal, lisan-ı kalden daha kuvvetli ve tesirlidir. Unutmayın ki çocuk, sizin anlattıklarınızdan ziyade “yaşantınıza” dikkat eder. 
  •  Çocuk yalan söylediği zaman hemen cezalandırılmamalı. Öncelikle çocuğun niçin yalan söylediği araştırılmalıdır. Bu amaçla mutlaka çocukla görüşmeli ve onu yalan söylemeye yönelten sebepleri bulmaya çalışmalı.  
  • Ø Bu dönemde çocuğunuzun yalanlarını kolayca kabullenmemeniz ve onun yalan söyleyerek her istediği durumu kurtarmasına izin vermemeniz gerekir. Çocuğa - her şeye rağmen - doğruyu söylemesi gerektiği tatlı bir dille anlatılmalı. Ve bu konuda cesaretlendirilmeli.   
  • Ø Çocukların çok fazla sıkıştırılıp yalana başvurmaları engellenmelidir. Çocukların yaptığı hatalara empatiyle yaklaşılmalı ve bu hataları yapıcı bir şekilde düzeltme yoluna gitmeli. Bir dedektif edasıyla çocuğun hataları araştırılırsa, çocuk ta doğal olarak “savunma pozisyonuna” geçecek ve duygusal anlamda da size karşı pencerelerini kapatacaktır.
  • Ø Çocuklardan yapamayacakları şeyler istenmemeli. Bilhassa onların yeteneklerinin üzerinde bir başarı göstermesi beklenmemeli. Kendi yetenek ve başarılarıyla, anne ve babasının beklentileri arasında fark olduğunu gören çocuk, kendisinin değersiz ve önemsiz olduğunu düşünür. Çünkü hiçbir zaman anne ve babanın hedeflediği başarıyı elde edemez. Bu başarısızlık onu hayal kırıklığına uğratır, başarısızlığını pekiştirir. Neticede ailesinin beklentilerini karşılayamayan çocuk yalan söylemeyi bir çıkış yolu olarak görecektir.
  • Ø Özgüven eksikliğinden kaynaklanan yalanlara karşı en yapıcı önlem çocuğa, özgüvenini kazanması için yardım etmektir.  
    Çocuk kendini arkadaşlarından aşağı görüyor ve “kabul görme” kaygısı taşıyorsa arkadaşlarını etkilemek için değişik yalanlar söyleyebilir. Bu durumda çocuğun düşünce planında ikna edilmeli, kendisini grubunda ispat etmesi için yalana başvurmadan da değişik metotlar deneyebileceği anlatılmalı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder