Sayfalar

24 Ekim 2012 Çarşamba

GENÇLERDE AKRAN İLİŞKİLERİ


Akran ilişkileri, yaşamda üç yaşından başlayarak önemi artan bir unsur olarak karşımıza çıkar. Ergenlik dönemi ise, diğerleriyle sosyal ilişkiler her zamankinden daha fazla önemli olmaya ve gencin içsel süreçlerini başka her şeyden fazla etkilemeye başladığı bir dönem olmuştur.

Çoğu araştırma gençlerin akran ilişkileri ve flörtleriyle olan ilişkilerinin, onları pek çok olumlu ya da olumsuz davranış göstermedeki rolünü ortaya koymuştur.

Ergenliğin temel özelliklerinden biri arkadaş ve akran ilişkilerinin fazlasıyla önem kazanması durumudur. Hatta öyle ki, ergenin kendisine güvenmesi ve bazı toplumsal değerlerin kazandırılmasında aile, akran grubunun başarısına erişememektedir.

Ergenin bu yaşta kuracağı sağlıklı ilişkiler, ergene kendisinin ve başkalarının duygularını anlamasında, güç, güven ve aidiyet kazanmasında katkı sağlar.

Özgürleşme ve kendi kendine hareket etme davranışı bu yaş grubunda ortaya çıkar; ancak bu durum çoğunlukla ailenin o zaman dek gösterdiği korumacı tutumu ve yasaklarıyla çelişmeye başlar.

Çocuğun şimdiye dek yetiştiği korunaklı aile yapısından sıyrılmak istemesi aileyi endişelendirmeye başlar ve aile kontrolü ele almak için sınırları daraltır. Ve dolayısıyla bu karşı karşıya geliş çocuk ve aile arasında çatışmaya neden olur.

Arkadaşlığı ve dostluğu sağlamada kişisel gelişmişlik, ortak ilgi, değer ve beklentiler büyük rol oynamaktadır. Bu demektir ki genç, var olan ilgi ve beklentilerine uygun arkadaşlıklar kurar, dolayısıyla ailenin buradaki korumacı tavrı çok da işlevsel değildir. Gencin var olan beklentilerinin tam anlaşılamaması , yaptığı arkadaşlıkların da tam anlaşılamamasına neden olur.

Gencin bu akran grubu içerisinde edineceği deneyimler, ona bütün hayatı boyunca başka hiçbir yerde elde edemeyeceği birikimler getirir.

Kendi arkadaş grubu içerisinde yaşayacağı etkileşimler; ona sosyalleşmeyi, kendini ifade etme ve çatışma çözme becerilerindeki gelişmeyi sağlar. Dolayısıyla her yaşam döneminde ortaya çıkan kriz gibi, bu dönemde yaşanan krizlerde oldukça işlevseldir.

Ailenin bunun farkında olması önem teşkil eder. Aile bu arkadaşlıkları olumsuz yönüyle ele almak yerine, çocuğun deneyimlerini paylaşabilecek kadar yakında durmalı, böylece ilişki örüntülerinden haberdar olmalıdır.

Anne-babanın tersi bir tutum sergilemesi çocuğun aileden uzaklaşıp, kabul gördüğü arkadaşlıklara yakınlığını arttıracaktır. Bunun tersine aile çocuğun akran çevresini tanımalı, sosyal ilişki kurması için onu cesaretlendirmeli ve ihtiyaç duyulduğunda rehberlik etmek için çocuğun yanında olmalıdır.

Psikolog Nihal UYAR


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder